-
1 кривая линия
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > кривая линия
-
2 неровная линия
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > неровная линия
-
3 curved line
egri çizgi -
4 кривой
eğri* * *1) eğri; çarpık, çalıkкрива́я са́бля — eğri kılıç
крива́я стена́ — çarpık / eğri duvar
крива́я ли́ния — eğri (çizgi)
криво́й рот — çalık ağız
кривы́е но́ги — çarpık bacaklar
2) разг. ( слепой на один глаз) sokur, bir gözü kör••криво́е зе́ркало — dev aynası
крива́я улы́бка — müstehzi tebessüm
-
5 courbe
Ieğri [eː'ɾi]IIn fligne, forme kavis [ka'vis]◊La rue fait une courbe. — Yol kavis çiziyor.
-
6 лекало
münhani cetvel, eğri çizgi cetveliТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > лекало
-
7 косой
eğri* * *1) eğik; verevкоса́я черта́ / ли́ния — eğik çizgi
2) çarpıkкосо́й плете́нь — çarpık çit
3) ( косоглазый) şaşıон косо́й — şaşıdır
4)зачеса́ть во́лосы на косо́й пробо́р — saçlarını yandan ayırıp taramak
••косо́й взгляд — yan bakma
косо́й у́гол — мат. dik olmayan açı
коса́я са́жень в плеча́х — boylu ve geniş omuzlu
-
8 неровный
1) ( негладкий) düz / düzgün olmayanнеро́вная ме́стность — engebeli / arızalı arazi
2) ( кривой) eğriнеро́вная ли́ния — eğri / doğru olmayan çizgi
3) ( неодинаковый) eşit / bir olmayan4) ( прерывистый) kesik kesikнеро́вный пульс — düzensiz nabız
неро́вное дыха́ние — kesik kesik soluma
••он челове́к неро́вный — onun günü gününe uymaz
-
9 متعرج
مُتَعَرِّج1. yılankaviAnlamı: dolambaçlı2. girintiliAnlamı: girintisi olan3. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan4. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık5. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit6. zikzak -
10 معرج
IمَعْرَجmerdivenIIمُعَرَّج1. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan2. fırfırlıAnlamı: fırfırı olan3. girintiliAnlamı: girintisi olan4. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık5. zikzak6. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit -
11 ملتو
مُلْتَوٍ1. girintiliAnlamı: girintisi olan2. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan3. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık4. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit5. zikzak
См. также в других словарях:
eğri — sf. 1) Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı Eğri bir yol. 2) Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves Eğri kılıç. 3) Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail Eğri bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜNHANİYE — Eğilmiş, eğri ve çarpık olan. Bükülmüş. * Geo: Eğri çizgi. Hatt ı münhani … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HATT-I MÜNHANÎ — f. Eğri çizgi. Eğilen hat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanjant — is., mat., Fr. tangent 1) Başka bir çizgiye, eğriye ve yüzeye dokunan fakat onu kesmeyen çizgi, eğri veya yüzey 2) sf. Bir şeye yalnız bir noktada değen … Çağatay Osmanlı Sözlük
NORMAL — Fr. Kanun, usul ve âdetlere uygun olan. Uygun. * Mat: Bir eğri çizgiye teğet olan doğrunun değme noktasından bu doğruya çizilen dik çizgi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük